Son günlerde en çok konuşulanların başında emekli maaşları,asgari ücret zammı, pahalılik vardı malum. Ancak bir anda herkes kendi cebine girecek olanı bırakıp " Ayşe Barım ve Serenay Sarıkaya yi konuşmaya başladı. Rolü magazin kaptı anlayacağınız. Bugun siyasetcisinden, iş insanına,esnaftan emeklisine herkesin diline düştü konu. Tamam aktörleri ünlü, bahsi geçen 5 milyon euro servet değerinde ama Ah bu coğrafyamizin oryantalist meraklı havası yok mu? Rüzgar bir kere esmeye başlayınca fırtınaya dönmeden durmuyor. Bu tabloya ışık tutulması, muhataplarını hırpalanmış olsa da, işaretleri doğru okuyabilenler için memlekette işlerin nasıl kotarıldığınin göstergesi aslında. Sadece dizi piyasası değil söz ettiğim, siyaset sahnesinden eğitime ,iş dünyasına uzanan geniş bir yelpaze. Uzun zamandır diretilen ve bizi baştan çıkaran en önemli şey "Güç ve para" Herkes o ışığa ulaşmak için koşuyor. Ülkede hemen her platformda her an yaşananlar, tanıdık simalar üzerinden yürüyünce, bomba etkisiyle sarsıyor ortalığı. Oysa Ayşe Barim işini hakkıyla yapan son derece seçici bir iskadini. Ünlü bile olsa rüştünü ispatlamayan kimseyle çalışmıyor. Kadrosunun neredeyse tamamı birbiriyle yakın dost. Ortada bir ticarethane var.Amaç oyunculara en karli dizi ve reklam anlaşmalarını imzalatmak. Bu sadece onun için değil, diğer kuruluşlar için de geçerli. Ayşe nin diğerlerinin yolunu tıkandığı, ekmekleriyle oynadığı yönünde de iddialar var malum. Biz yıllarca sahne ve ekran dünyasında tanıklık ettik bu sezenişlere. Derlerdi ki; İbrahim Tatlıses yolumuza taş koyuyor, bize ekmek yedirmiyor." Tatlises vurulduktan sonra sahneden uzaklaştı. Kim oturabildi koltuğuna? Kimseler yok. Keza ekranda Seda Sayan herkese köstekdi. O da bıraktı. Geldi mi yerine kimse? Hayır. Aslında seçen onlarsa, yürüten büyüten sizlersiniz. Ki en büyük güç de bu zaten. Hah, hesap kitap işlerini bilmem . Şikayet varmış rekabet kurulu pek çok firmayı incelemeye aldı. Sonucunu bekleyip görürüz elbette. Ama emin olun, görüp duyduklarınızin daha büyük güç odaklarının yanında esmesi okunmaz. Toplumun belli kesimini tüm çıplaklığıyla görmeye hazır değiliz. Onların da sırası gelir.Güçten düşerler, devran değişir konuşulur da, gündemi meşgul edecek etkileri kalır mı orasi muğlak. Hani hep magazini "Düşmek" ifadesiyle aniyorlar ya, şükretsinler ki, hala gerçek çukurda yaşananları sesle dillendirmiyorlar magazinciler, cemiyetçiler.
canakkalegazetestarhaber@gmail.com